Çevremizle yaşadığımız iletişim problemlerinde, iletişim aksamalarında ve iletişim kuramama konularında genel sorun kendimize olan güvenimizin eksikleri ya da çekingenliğimiz, korkaklığımızdır.Gün boyu karşılaştığımız annemizle, ailemizle, öğretmenlerimizle ve arkadaşlarımızla iletişim hâlinde bulunuruz. Hatta yolda giderken, yol vermek için durduğumuz bir insanla dahi iletişim halinde bulunuruz.Hitap ettiğimiz kesimlerin hepsine ayrı ayrı davranışlar sergilemeli ve bulundukları kategoriye göre söylemlerde bulunmalıyız.
Örneğin öğretmenine ‘’Siz.’’ Şeklinde hitap etmesi, ‘’Nasılsınız, sizin, sizinle.’’ Gibi sözcükler kullanması gerekirken; arkadaşıyla konuşurmuşçasına hitap eden çocukların genelinde aileden gördüğü terbiye ve şiddet yer almaktadır. Ailesiyle sorunları olan, ailesi tarafından kısıtlanan ve kötü davranılan çocukların arkadaş çevresi kısıtlı, anlaşılmaz insan yapısı görünürken, ailesi tarafından nerede nasıl davranılması gerektiğinin eğitimi verilmiş, sınırlar korunmuş ve hoş davranılan çocukların; çevreleriyle olan ilişkilerinin daha düzgün, çevresiyle iletişiminin daha sağlıklı olduğu görünür.
İletişim problemlerinin oluşmaması veya en aza indirilmesi için aileye düşen görev; çocukları olması gerekenden fazla kısıtlamamak, yaptığı hatalarda kötü davranmamak ve onlara şiddet uygulamamaktır. Şiddet bulunan ortamda büyüyen çocuklar, bilinç altına işleyen kötü hisler doğrultusunda hareket ederek ailesi gibi davranmak ister ve ne çevresiyle ne de ailesiyle sağlıklı iletişim kurabilir. İletişim problemlerinin giderilebilmesi için spor, kampçılık, izcilik gibi yardım ve birlik duygusu gerektiren aktiviteler çocuklara uygulanarak olumlu sonuçlar alınabilir.Toplumdan uzak şekilde yetiştirilen çocuklar, insanlarla iletişime fazla girmediği için insan içine girdiği zamanda nasıl davranması gerektiğini bilemeyecek, sorun yaşayacaktır.